INTRODUCTION: Vessel Wall imaging (VWI) is a relatively novel magnetic resonance imaging (MRI) technique mainly aiming at the diagnosis of vascular pathologies. In this study, we aimed to evaluate the diagnostic value of contrast-enhanced (CE) VWI sequence in identifying various intracranial non-vascular pathologies.
METHODS: We retrospectively evaluated cranial CE-MRI, including VWI sequence, of 189 patients (76 female and 113 male) who were referred to our radiology department for brain imaging for various reasons. MRI examinations were performed using a 3 Tesla unit. A single observer evaluated anonymized cranial MRI images without CE-WVI in addition to the relevant clinical information in a random order. The same observer interpreted CE-VWI with relevant clinical information six weeks later. The findings, which only could be visualized on VWI in the second session were noted.
RESULTS: In 10 patients of our study cohort (%5,3), VWI demonstrated pathological signal alteration or contrast enhancement (i.e. post status frontal lobe pial enhancement in a patient with autoimmune epilepsy, contrast-enhancement in the hippocampus in a diffusion negative hyper-acute ischemic stroke patient, and optic disc enhancement in a patient with intracranial hypertension) apparently reflective of underlying clinical disorders which otherwise could not be visualized on conventional MRI.
DISCUSSION AND CONCLUSION: CE-VWI might serve as a valuable adjunct for the diagnosis of various parenchymal or meningeal intracranial diseases, yet further, more comprehensive studies are needed to reveal the true potential of VWI.
GİRİŞ ve AMAÇ: Damar duvarı görüntüleme (DDG) nispeten yeni bir manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yöntemidir. Bu yöntemin ana kullanım amacı vasküler patolojilerin görüntülenmesidir. Biz bu çalışmada kontrastlı DDG’nin vasküler olmayan çeşitli intrakranial patolojilerdeki tanısal değerini ortaya koymayı amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmada retrospektif olarak DDG sekansları içeren kontrastlı kranial MRG çekimi yapılan 189 hastanın (76 kadın ve 113 erkek) görüntülerini inceledik. MRG görüntüleri merkezimizdeki 3 Tesla cihazda yapıldı. Tek bir gözlemci anonimize edilmiş DDG sekansları içermeyen MR görüntülerini rastgele bir sırada inceleyerek bulgularını not aldı. Altı hafta sonra aynı gözlemci sadece DDG görüntülerini inceleyerek patolojileri not aldı. İkinci oturumda sadece DDG ile saptanan bulgular not edildi.
BULGULAR: Çalışmamızdaki 10 hastada (%5,3), DDG konvansiyonel MRG ile görülemeyen ve altta yatan klinik hastalık ile ilişkili olan sinyal değişikliği ya da kontrast tutulumunu (örneğin otoimmün epilepsili bir hastada status sonrası frontal lobda pial kontrastlanma, diffüzyon negatif hiperakut bir iskemik inme hastasında hipokampusta kontrast tutulumu ve intrakranyal hipertansiyonlu bir hastada optik disk tutulumu) gösterdi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Kontrastlı DDG çeşitli parankimal veya meningeal intrakranial hastalıkların tanısında değerli bir yardımcı yöntem olarak kullanılabilir. Bununla birlikte, DDG’nin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.