INTRODUCTION: Tuberous sclerosis (TSC) is a multisystem, autosomal dominant disorder with a wide clinical spectrum. The aim of the present study was to review the clinical, radiological, and laboratory findings of our TSC cases in a retrospective manner and to compare them with the current literature.
METHODS: The clinical and radiological features of 16 patients diagnosed with TSC at Sütçü İmam University, Faculty of Medicine, Pediatric Neurology Outpatient Clinic were retrospectively assessed.
RESULTS: A total of 16 patients with a diagnosis of TSC were included in the study. The study included 9 (56.2%) male and 7 (43.7%) female patients. Of the 16 patients, 9 (56.2%) presented with convulsions, 4 (25%) with body rash, 2 (12.5%) with cardiac rhabdomyoma diagnosed at the newborn period, and 1 (6.25%) with perinatal asphyxia. Hypopigmented skin lesions were detected in all patients (100%). The most common finding on brain magnetic resonance imaging (MRI) was periventricular subependymal nodules (SNs) (n=12, 75%). In addition to the central nervous system and skin findings, 3 (18.7%) patients had cardiac involvement, and 1 (6.2%) patient had renal involvement. Three (18.7%) patients were detected with diffuse developmental delay, and 6 (37.5%) patients were detected with mental retardation.
DISCUSSION AND CONCLUSION: In line with the current literature, convulsions, hypopigmented skin lesions, mental retardation, and SNs on brain MRI were the most common signs.
GİRİŞ ve AMAÇ: Tuberoskleroz, geniş bir klinik spektruma sahip multisistem, otozomal dominant bir hastalıktır. Tuberoskleroz tanısı koyulan olgularımızın klinik ve radyolojik bulgularını geriye dönük olarak gözden geçirmek ve literatür ile karşılaştırmaktır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji Polikliniği’nde tuberoskleroz tanısı koyulan 16 olgunun klinik ve radyolojik özellikleri geriye dönük olarak incelendi.
BULGULAR: Çalışmaya toplam 16 tuberoskleroz hasta dahil edildi. Çalışmaya alınan hastaların 9’ü (%56.2) erkek ve 7’i (%43,7) kız idi. 9 olgu (%56.2) konvülziyon geçirme, dört olgu (%25) ise vücudundaki lekeler, iki olgu (%12,5) yenidoğan döneminde kardiyak rabdomiyom saptanması, bir olgu (%6,25) perinatal asisfiksi nedeniyle başvurmuştu. Ciltte hipopigmente lezyonlar hastaların hepsinde (%100) saptandı. Beyin manyetik rezonans görüntülemede en sık saptanan bulgu, periventriküler subepandimal nodüller 12 (%75) idi. Merkezi sinir sistemi ve cilt bulguları yanında, üç olguda (%18,7) kalp, bir olguda (%6,2) böbrek tutulumu vardı. Üç olguda (%18,7) yaygın gelişim geriliği, altı (%37,5) olguda mental retardasyon saptandı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Literatürlerle uyumlu olarak konvülziyon, hipopigmente deri lezyonu, mental retardation ve manyetik rezonans görüntülemede subepandimal nodüller (SN) en sık görülen belirti ve bulgulardı.