INTRODUCTION: Traumatic brain injuries and intracranial bleeding are the most severe forms of traumatic injuries with a high probability of devastating prognosis. Secondary injuries of the brain, following the primary injury, are preventable, and transportation to and in the hospital; the interventions in the emergency department, operational procedures and intensive care (ICU) stay are all crucial for the prevention of the secondary insult to the injured brain. In this retrospective cohort study, we analyzed the traumatic brain injuries that were followed by the neurosurgical and intensive care departments together in ICU for the last two years.
METHODS: With the written permission of the hospital administration, the data in the Hospital Information System were examined. Fifty-six patients admitted to the ICU with the diagnosis of traumatic intracranial bleeding over the age of 18 were analyzed. GCS scores on admission and discharge from ICU were regarded as ≥8 (Good outcome) and <8 (Bad outcome), and patients’ clinical measures were examined according to these groups.
RESULTS: Pupillary reflexes showed a statistically significant difference between the ≥8 and <8 patients on admission. Blood glucose levels were clinically higher in the GCS<8 group. On the analysis of the 17 patients whose GCS scores <8 (Bad outcome) on discharge, it was seen that 8 of them had GCS scores below 8 on admission. These patients had severe head trauma, multiple intracranial pathologies and underwent decompressive surgery besides the polytrauma of the whole body.
DISCUSSION AND CONCLUSION: We found that patients who had polytrauma with high intracranial pressure that could not be controlled with the first-line therapies and undergoing decompressive surgery, and also the patients who had high glucose levels on admission (>200mg/dl) showed worse prognosis. Hospitals should have an algorithmic approach and periodic analysis of the performances to prevent those delicate patients from having secondary insults to the brain during the emergency interventions and after.
GİRİŞ ve AMAÇ: Kafa travmaları ve intrakranial kanamalar travmaların en ağır formlarındandır ve ciddi hasarla sonlanma olasılıkları yüksektir.
Primer hasarı takip eden sekonder hasar gelişimi ve bunu etkileyen faktörler üzerine hastaya ilişkin risk faktörlerinin yanı sıra travma sonrasından başlayarak transport, acil servisler, operasyon süreçleri ve yoğun bakım tedavileri etkin rol oynamaktadır
Hastanemiz beyin cerrahisi ve yoğun bakım klinikleri olarak son iki yıl süresinde birlikte izlediğimiz travmatik intrakranial kanamaların retrospektif bir analizini yaparak yoğun bakım süreci başlangıcı ve sonlanımı sırasındaki Glaskow Koma Skalası(GKS) skorlarına göre hastalarımızı değerlendirmeyi amaçladık
YÖNTEM ve GEREÇLER: Hastane yönetiminin yazılı onayı ile, hastane bilgi sistemi(HIS) kayıtları incelenerek Yoğun Bakım kliniğine travmatik intrakranial kanama tanısı ile son iki yıl içinde kabul edilen, 18 yaş üzeri hastalar retrospektif olarak analize edildi.Acil servis ve yoğun bakım hastalarından 56 hasta verisi değerlendirildi..GKS geliş ve çıkış skorları, <8 (kötü sonlanım beklentisi), ve ≥ 8 (iyi sonlanım beklentisi) olarak iki grupta değerlendirildi.
BULGULAR: Analizi yapılan 51 hastanın geliş GKS skoru 8 altı ve üzeri olmak üzere değerlendirildiğinde, pupilla reflekslerinde istatistiksel olarak anlamlı, kan glukoz düzeylerinde ise klinik olarak yorumlanabilecek bir farklılık gözlenirken, çıkış değerlendirmelerinde kötü sonlanım gösteren 17 hasta değerlendirildiğinde, bu hastaların 8 tanesinin geliş GKS skorlarının da 8 in altında olduğu, bu hastaların ağır kafa travmasıyla birlikte çoklu intrakranial patolojilerinin olup dekopressif cerrahi geçirdikleri, ve çoklu beden travmasına maruz kaldıkları belirlenmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızda politravma ve kontrol edilemeyen intrakranial basınç artışı ile dekompressif cerrahi uygulanan hastaların, ve başvuru sırasında yüksek kan şekeri görülen hasta gruplarının prognostik açıdan daha kötü sonlandığı görülmüştür.
Kafa Travmalarında her hastanenin bir algoritmik yaklaşımı olaması, ve aralıklı olarak bu süreçlerin analizinin hastaların akut müdahaleler sırası ve sonrasında sekonder hasarlardan korunmasında etkili olabileceği görüşündeyiz