INTRODUCTION: Extracorporeal shock wave lithotripsy (ESWL) is one of the methods applied in urinary system stone disease. ESWL has a very high success rate, and there are many factors that affect its success. In our study, we aimed to present our shock wave lithotripsy (SWL) results in proximal ureter stones, the reasons for re-admission to the hospital after SWL, and the final success achieved after additional interventions.
METHODS: Between March 2017 and October 2019, 142 patients aged 18 years and over who underwent SWL for proximal ureteral stones were retrospectively evaluated. Age, sex, body mass index, stone laterality, stone size and volume (π×1/ 6×length×width×height), stone-skin distance, stone density, hydronephrosis degrees, number of SWL sessions, reasons for re-admission, and final success results were evaluated. The stone size determined on CT<4 mm was defined as successful SWL treatment. Other interventional procedures were performed to unsuccessful SWL patients, and final success rate was determined. Complications were classified according to Clavien-Dindo classification.
RESULTS: Age, BMI, laterality of the stone, degree of renal ectasia, number of SWL sessions, and stone-skin distance did not contribute to SWL success (p>0.05). Factors affecting ESWL success include male gender, stone size, stone volume, and stone density; stone-skin distance and degree of renal ectasia were found to affect final success (p<0.05). Complications were more frequent in the unsuccessful group (p<0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: Stone volume, size and density of stone in proximal ureter stones are among the factors af-fecting the SWL success. The final success rate can be increased after additional interventions performed in the necessary situations of SWL, which is a minimally invasive procedure.
GİRİŞ ve AMAÇ: Ekstrakorporeal şok dalgası litotripsi üriner sistem taş hastalığında uygulanan yöntemlerden biridir. Ekstrakorporeal şok dalgası litotripsi oldukça yüksek başarı oranına sahiptir ve başarısını etkileyen birçok faktör vardır. Çalışmamızda proksimal üreter taşlarında şok dalgası litotripsi sonuçlarımızı, şok dalgası litotripsi sonrasında hastaneye tekrar başvuru nedenlerini ve yapılan ek müdahaleler sonrası elde edilen nihai başarıyı sunmayı amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Mart 2017 ile Ekim 2019 tarihleri arasında proksimal üreter taşı nedeni ile şok dalgası litotripsi uygulanan 18 yaş ve üzeri 142 hasta retrospektif olarak incelendi. Çalışmada değerlendirmeye alınan hastaların yaşları, cinsiyetleri, vücut kitle indeksleri, taşın lateralitesi, taş boyutları ve volümü, taş-cilt mesafesi, taşın dansitesi [Hounsfield, (HU)], hidronefroz dereceleri, şok dalgası litotripsi seans sayısı, hastanın tekrar başvuru nedenleri ve final başarı sonuçları değerlendirildi. Başarı yapılan işlemler sonrası 1.ayda kontrastsız BT’de tam taşşız olması veya tespit edilen taşın boyutunun <4 mm olması olarak tanımlandı. Şok dalgası litotripsi ile başarı elde edilemeyen hastalara endoürolojik girişimler uygulandı ve final başarı oranı belirlendi. Komplikasyonlar Clavien- Dindo klasifikasyonuna göre sınıflandırıldı.
BULGULAR: Ekstrakorporeal şok dalgası litotripsi başarısına yaş, vücut kitle indeksi, taşın lateralitesi, renal ektazi derecesi, şok dalgası litotripsi seans sayısı, taş-cilt mesafesinin herhangi bir katkısının olmadığı görülmüştür (p>0,05). Şok dalgası litotripsi başarısını etkileyen faktörler arasında erkek cinsiyette olmak, taşın boyutu, taşın volümü ve taşın dansitesi; final başarıyı ise taş-cilt mesafesi ve renal ektazi derecesinin etkilediği görüldü (p<0.05). Şok dalgası litotripsi sonrası başarı elde edilen ve edilmeyen gruplara bakıldığında, başarısız grupta komplikasyon gelişimi daha fazla görüldü (p<0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Proksimal üreter taşlarında taş volümü, taşın boyutu ve dansitesi şok dalgası litotripsi başarısını etkileyen faktörler arasındadır. Minimal invaziv bir işlem olan şok dalgası litotripsinin gerekli durumlarında yapılan ek müdahaleler sonrası final başarı oranı arttırılabilir.