INTRODUCTION: In this study, we described two different sutureless intrascleral fixation techniques performed by creating scleral tunnels in patients without capsular support.Additionally, we evaluated the complications, as well as the anatomic and visual outcomes of the two techniques.
METHODS: This retrospective study included patients who underwent sutureless intrascleral intraocular lens(IOL)implantation using two different techniques. Patients who underwent sutureless intrascleral intraocular lens implantation with the creation of scleral tunnel at Kartal Dr. Lütfi Kırdar Training and Research Hospital between January 2016 and March 2017 were examined. The patients were compared in terms of best corrected visual acuity, intraocular pressure, mean keratometer values, refraction measurement, specular microscopy, corneal endothelial cell count, and anterior and posterior segment examination during the preoperative and postoperative periods.Complications occurring during and after the surgery were recorded.
RESULTS: The study included 18 eyes of 18 patients who underwent technique 1 and 18 eyes of 17 patients who underwent technique 2 (p>0,05).The mean follow-up period for cases operated with technique 1 was 6.4 months, while for technique 2 it was 6.2 months. Postoperative best-corrected visual acuity (BCVA) was found to be 0.18 (range 0.00-0.40) logMAR in technique 1 and 0.22 (range 0.00-0.40) logMAR in technique 2 (p>0,05).Median spherical equivalent values of the patients postoperatively were myopic in both groups.Median corneal endothelial cell loss in the group operated with technique 1 was 10.19%, whereas it was 11.16% in the patients who were operated with technique 2.In 1 patient using technique 1 and in 2 patients using technique 2, the IOL haptic was broken.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Anatomic and visual outcomes,as well as complications, are similar for both techniques. Acceptable short-term outcomes are obtained with the modified techniques used in the present study; however, studies with longer follow-up periods and larger patient series are needed to determine whether the techniques may be successful in the long term.
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada, kapsül desteği olmayan hastalarda skleral tüneller oluşturularak gerçekleştirilen iki farklı sütürsüz intraskleral fiksasyon tekniğini tanımladık. Ayrıca, her iki tekniğin komplikasyonlarını, anatomik ve görsel sonuçlarını değerlendirdik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu retrospektif çalışma, iki farklı teknik kullanılarak sütürsüz intraskleral göz içi lens implantasyonu uygulanan hastaları içermektedir. Ocak 2016 ile Mart 2017 tarihleri arasında Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde skleral tünel oluşturularak yapılan sütürsüz intraskleral göz içi lens implantasyonu yapılan hastalar incelendi. Hastalar, ameliyat öncesi ve sonrası dönemlerde en iyi düzeltilmiş görme keskinliği, göz içi basıncı, ortalama keratometre değerleri, refraksiyon ölçümü, speküler mikroskopi ile korneal endotel hücre sayımı, ön ve arka segment muayenesi açısından karşılaştırılmıştır. Ameliyat sırasında ve sonrasında meydana gelen komplikasyonlar kaydedilmiştir.
BULGULAR: Çalışmaya, teknik 1 ile ameliyat edilen 18 hastanın 18 gözü ve teknik 2 ile ameliyat edilen 17 hastanın 18 gözü dahil edildi(p>0,05).Teknik 1 ile ameliyat edilen vakaların ortalama takip süresi 6,4 ay iken, teknik 2 ile ameliyat edilenlerde bu süre 6,2 aydı. Ameliyat sonrası en iyi düzeltilmiş görme keskinliği, teknik 1'de 0,18 (0,00-0,40 aralığında) logMAR ve teknik 2'de 0,22 (0,00-0,40 aralığında) logMAR olarak bulundu(p>0,05).Hastaların postoperatif ortanca sferik ekivalan değerleri her iki grupta da miyopikti. Teknik 1 ile ameliyat edilen grupta ortanca korneal endotel hücre kaybı %10,19 iken, teknik 2 ile ameliyat edilen hastalarda bu değer %11,16 idi. Teknik 1de 1 hastada, teknik 2de 2 hastada IOL haptiği kırılmıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Anatomik ve görsel sonuçlar ile komplikasyonlar her iki teknik için de benzerdir. Bu çalışmada kullanılan modifiye tekniklerle kabul edilebilir kısa vadeli sonuçlar elde edilmiştir; ancak, tekniklerin uzun vadeli başarılı olup olamayacağını belirlemek için daha uzun takip süreleri ve daha geniş hasta serileri gerekmektedir.