GİRİŞ ve AMAÇ: Ultrasonografi (USG) tetkiki tiroid görüntülemesinde sıklıkla kullanılmaktadır. Bu nedenle, insidental saptanan nodül ve ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) sayısı giderek artmaktadır. Gereksiz İİAB veya yakın dönem takip sayısını azaltabilmek ve hastaya uygun yaklaşıma karar verebilmek için, tiroid nodüllerinde her Bethesda kategorisine özel bazı sonografik bulgular saptamayı amaçladık.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmamızda, tiroid nodülü için USG eşliğinde İİAB yapılmış, yaş ortalaması 49 yaş olan, toplam 1488 hasta [1260 kadın (%85) ve 228 erkek (%15)] yer aldı. USG ve İİAB sonuçları retrospektif olarak tekrar incelendi. USG özellikleri (en büyük çap, kontur, ekojenite, sayısı, solid/kistik içeriği, halo varlığı, kalsifikasyon, lenfadenopati, tiroidit bulguları) kaydedildi. Her Bethesda kategorisi için USG özellikleri ve Bethesda kategorileri arasındaki korelasyon istatistiksel olarak incelendi.
BULGULAR: Çalışmamızda toplam 1488 hasta yer aldı. Bethesda kategori 2 nodüllerinde, izo-/hiper-ekojenite, düzgün kontur, solid ve kistik içerik birlikteliği, ince halo ve çok sayıda olma oranı daha yüksekti (p<0,05). Kalın halo (7/75, %9,5) ve lenfadenopati varlığı (4/75, %5,5) sadece Bethesda kategori 6 nodüllerinde izlendi. Silik/düzensiz kontur, çoğunlukla Bethesda kategori 5 (5/7, %71) ve kategori 6 (34/75, %45) nodüllerinde saptandı (her ikisi için p<0,05). Solid içerik ve tek nodül, daha çok Bethesda kategori 6 nodüllerinde saptandı. Bethesda kategorileri arasında mikrokalsifikasyon veya tiroidit bulguları varlığı açısından anlamlı istatistiksel fark saptanmadı (p>0,05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Özellikli sonografik bulgular yardımıyla tiroid nodüllerinde, sitopatoloji öncesi bazı Bethesda kategorilerinin tahmini yapılabilir. Böylece, gereksiz İİAB işlemlerinin ve takiplerin sayısı azaltılabilir.
INTRODUCTION: Ultrasound (US) is frequently performed for imaging of thyroid. So, the number of incidentally detected thyroid nodule and fine needle aspiration biopsy (FNAB) is increasing gradually. We aimed to depict specific sonographic characteristics of thyroid nodule in each cytological Bethesda category for planning patient management and reducing the number of unnecessary FNAB or short-term follow-up.
METHODS: A total of 1488 patients [1260 women (85%) and 228 men (15%) with a mean age of 49 years] who had undergone US guided FNAB were included in the study. US and FNAB findings were reviewed retrospectively. US features (size, contour, echogenicity, multiplicity, solid/cystic nature, the existence of halo, calcifications, lymphadenopathy and thyroiditis) were recorded. The correlation of sonographic and cytological findings was investigated in each Bethesda category.
RESULTS: A total of 1488 patients were enrolled in our study. Among Bethesda category 2 nodules, iso-/hyper-echogenicity, well-defined contour, solid plus cystic component, thin halo and multiplicity were more prevalent (p<0.05). Thick halo (7/75, 9.5%) and lymphadenopathy (4/75, 5.5%) were only observed in Bethesda category 6 nodules. Ill-defined/irregular contour was mostly seen in Bethesda category 5 (5/7, 71%) and category 6 (34/75, 45%) nodules (p<0.05). There was no statistically significant difference in microcalcification and thyroiditis between Bethesda categories (p>0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: The prediction of Bethesda category of nodule with sonographic findings is possible in some Bethesda categories. The number of unnecessary FNABs and follow-up can be reduced.