GİRİŞ ve AMAÇ: Böbrek biyopsisi renal parenkim hastalıklarının sebebi, yaygınlığı ve bazen de tedaviye cevabının değerlendirilmesinde sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Bu çalışmamızda merkezimizde 10 yıl boyunca yapılan böbrek biyopsi incelemelerinin klinikopatolojik özelliklerini değerlendirdik.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi' nde 2005-2014 yılları arasında erişkin yaş grubunda yapılan 532 nativ böbrek biyopsisi retrospektif olarak değerlendirildi. Bütün biyopsi örnekleri aynı patolog ve aynı laboratuarda ışık mikroskopisi ve immünfloresan yöntemleri ile incelendi.
BULGULAR: Olguların ortalama yaşı 41.3±12.8 yıl (18-65 yıl), erkek cinsiyet %52.3 (n: 278) olarak hesaplandı. Primer ve sekonder glomerülonefritler için en sık böbrek biyopsi endikasyonu nefrotik düzeyde proteinüriydi. En sık histopatolojik tanılar, primer glomerülonefritlerde fokal segmental glomerüloskleroz, sekonder glomerülonefritlerden diyabetik nefropati olarak saptandı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Merkezimizin 10 yıllık böbrek biyopsi serisinin değerlendirilmesi sonucunda genelde ulusal ve uluslararası literatürle uyumlu sonuçlar elde edilmiştir. Hem yerel merkezlerde hem de ulusal ölçekte böbrek biyopsi veri tabanlarının oluşturulması böbrek hastalıklarının değerlendirilmesinde yol gösterici olmaktadır.
INTRODUCTION: Kidney biopsy is a frequent method of assessing the cause, extent and sometimes the appropriate treatment response of renal parenchymal diseases. In this study, we evaluated the clinicopathologic features of kidney biopsy examinations performed in our center for 10 years.
METHODS: A total of 532 native kidney biopsies performed in the adult age group between the years 2005-2014 in Haydarpaşa Training and Research Hospital were evaluated retrospectively. All biopsy specimens were examined by light microscopy and immunofluorescence by the same pathologist in the same laboratory.
RESULTS: The mean age of the cases was 41.3±12.8 years (18-65 years) and the percentage of males was 52.3% (n=278). The most frequent biopsy indication for primary and secondary glomerulonephritis was nephrotic-range proteinuria. The most frequent histopathologic diagnoses were focal segmental glomerulosclerosis among primary glomerulonephritis and diabetic nephropathy among secondary glomerulonephritis.
DISCUSSION AND CONCLUSION: As a result of the evaluation of 10-year kidney biopsy series at our center, results which are in general compatible with the national and international literature have been obtained. We concluded that establishment of kidney biopsy databases both at local centers and at national scales would be beneficial in the evaluation of kidney diseases.