GİRİŞ ve AMAÇ: Bası yarası oluşmasını ve var olan yaranın ilerlemesini engellemek açısından riskleri belirlenmek, mortaliteyi azaltmada oldukça önemlidir. Çalışmamızda, palyatif bakım merkezinde yatan hastalarda bası yarası oluşmasını ve yara evresini etkileyen faktörleri belirlemek amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Kesitsel ve retrospektif olarak planlanmış araştırmamızın materyalini Ocak 2017 ve Şubat 2018 arasında palyatif bakım merkezinde yatan hastalar oluşturmaktadır. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, primer tanıları ve komorbiditeleri kaydedilmiştir; hemoglobin, hematokrit, lenfosit, nötrofil, C-reaktif protein, albümin ve prealbümin değerleri ve NRS 2002 skorları ile bası yarası bilgileri analiz edilmiştir.
BULGULAR: Araştırmamıza katılan hastaların 277’si kadın (%55,1) 226'sı erkektir (%44,9). Minimum yaş 21, maksimum yaş 96 olup ortalama 72,85 bulunmuştur (72.85±15.36). Kadın ve 65 yaş üzeri hastalarda bası yarası riski artmaktadır. Serebrovasküler olay geçirmek veya demans/Alzheimer hastası olmak ileri evre yara riskini arttırmaktadır. Hipertansiyon veya kardiyovasküler hastalık varlığı bası yarası riskini arttırmaktadır. Diyabet ve kronik böbrek hastalığının yara ile ilişkisi bulunmamıştır. Albümin, hemoglobin ve hematokrit düşüklüğü ve lenfosit yüksekliği ileri evre yara ile ilişkilidir. Prealbümin, CRP, nötrofil ve nötrofil/lenfosit oranı ile bası yarası arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bası yarası oluşumu ve ilerlemesi ile hastaların tanıları, beslenme durumu, anemi ve hipertansiyon varlığı arasında kuvvetli bir ilişki vardır. İleri yaşta, kronik hastalığa sahip ve bakım ihtiyacı olan hastalarda risklerin farkında olarak önlem almak, morbidite ve mortalitenin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
INTRODUCTION: Determining the risks in terms of preventing the formation of pressure sores and the progression of the existing wound is very important in reducing mortality. In our study, we aimed to determine the factors affecting the formation of pressure ulcers and the stage of the wound in patients hospitalized in a palliative care center.
METHODS: The material of our cross-sectional and retrospective study consisted of patients hospitalized in a palliative care center between January 2017 and February 2018. The age, gender, primary diagnosis, comorbidities, hemoglobin, hematocrit, lymphocyte, neutrophil, C-reactive protein, albumin and prealbumin values and NRS 2002 scores of the patients were recorded; and the relationship of these variables with pressure ulcer information were analyzed.
RESULTS: Of the patients participating in our study, 277 (55.1%) were female and 226 (44.9%) were male. According to the results of our study, the risk of pressure ulcers increases in patients over 65 years of age and in female patients. Having a cerebrovascular accident or having dementia/Alzheimer's disease increases the risk of advanced wounds. Presence of hypertension or cardiovascular disease increases the risk of pressure ulcers. Diabetes and chronic kidney disease have not been found to be associated with wounds. Low albumin, hemoglobin and hematocrit and high lymphocyte levels are associated with advanced wounds. There was no statistically significant relationship between prealbumin, CRP, neutrophil levels, neutrophil/lymphocyte ratio and pressure ulcers.
DISCUSSION AND CONCLUSION: There is a strong relationship between the formation and progression of pressure ulcers and the diagnosis, nutritional status, presence of anemia and hypertension. Taking precautions by being aware of the risks in elderly patients with chronic diseases and in need of care is of great importance in terms of preventing pressure ulcers which increase morbidity and mortality.