GİRİŞ ve AMAÇ: Sakrokoksigeal teratomlar (SKT), yenidoğan döneminde en sık görülen germ hücreli tümörlerdir. SKT'li çocuklarda işeme disfonksiyonu insidansı yüksektir ve kökeni genellikle nörojeniktir. Teratomun tipi ve derecesinde pelvik innervasyonun üriner kontinansında istenmeyen etkilere neden olabileceği bilinmektedir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışmada; 1996-2004 yılları arasında yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde SKT nedeni ile ameliyat edilen 11 hastanın idrar mikroskobu, abdominal ultrason, işeme sistoüretrografisi ve ürodinamik çalışma dahil olmak üzere tam bir ürolojik muayenesi yapıldı.
BULGULAR: Hastalarımızın üçünde Tip I, altısında Tip II ve ikisinde Tip III tümör vardı. Takip sırasında dört hastada nüks meydana geldi. Hidronefroz iki hastada tek taraflı ve iki hastada çift taraflı olarak bulundu. Ürodinamik çalışmalarda; dört hastada düşük mesane kompliyansı, beş hastada detrüsör sfinkter dissinerjisi, beş hastada stabil olmayan detrüsör kasılması ve bir hastada nörojenik mesane sfinkter disfonksiyonu bulduk.
TARTIŞMA ve SONUÇ: SKT evresi ile üriner patolojik bulgular ve kontinans arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Problemli cerrahi geçirenler, yapılan işlemlerin tipi ve sayısı, invazyon varlığı, tümör boyutu, nüks, şüphesiz cerrahın tekniği hakkındaki veriler komplikasyonların ortaya çıkmasında etkili faktörler olduğunu düşündürmüştür. Çalışma, SKT'li hastalarda ürodinamik çalışmaların diğer çalışmalarla birlikte yapılması gerektiğini düşündürmektedir.
INTRODUCTION: Sacrococcygeal teratomas (SCT) are the most common germ cell tumors. The incidence of voiding dysfunc-tion is high in children with SCT and its origin is usually neurogenic. Pelvic innervation of the type and degree of teratoma is known that may cause undesirable effects on urinary continence.
METHODS: In this study, a complete urological examination including urinary microscopy, abdominal ultrasound, voiding cystourethrography, and urodynamic study was performed in 11 patients who were operated for SCT in the neonatal and infancy period between 1996 and 2004.
RESULTS: Three of our patients had Type I, six had Type II, and two had Type III tumors. Recurrence occurred in four patients during follow-up. Hydronephrosis was found as unilateral in two and bilateral in two patients. In urodynamic studies, we found low bladder compliance in four patients, detrusor sphincter dyssynergia in five patients, unstable detrusor contraction in five patients, and neurogenic bladder sphincter dysfunction in one patient.
DISCUSSION AND CONCLUSION: There was no significant relationship between the teratoma stage and urinary pathological findings and continence. The data about those who had problematic surgery, the type and number of the procedures, presence of invasion, the size of the tumor, recurrence, and undoubtedly the surgeon’s technique have suggested that they are the effective factors in the occurrence of complications. The study suggests that the urodynamic studies should be per-formed alongside other studies in patients with SCT.